Kadın mühendisler, inovasyon ve çözüm odaklı yaklaşımlarıyla sürdürülebilir bir geleceğin mimarları olarak öne çıkıyor. Kadın mühendislerin teknoloji kullanımındaki yetkinlikleri, inovasyon ve toplumsal faydanın önemli bir itici gücü haline geliyor.

Semih AYDIN – Göksel BAŞARAN
Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılında kadın mühendisler, toplumun gelişimine katkı sağlamak için ellerini taşın altına koyuyor. Girişimci ve yönetici kadın mühendislerin iş hayatında daha etkin rol alması, ülke ekonomisine önemli katkılar sağlıyor. Kadınların iş hayatındaki başarıları gelecek nesiller için de yol gösterici oluyor.

Emine GÜZEL
Akrida Tekstil İK ve Kalite Yön. Sor.
Geleceğe borcumuz var
Ben Emine Güzel. Mesleğini çok severek icra bir Endüstri mühendisiyim. Problemin olduğu her yerde çözüm üretmeye hazır, sürecin başından sonuna kadar verimliliği esas alan bir yaklaşımla; üretim planlama ile başladığım kariyer serüvenime insan kaynakları ve kalite yönetim sistemleri ile devam etmekteyim.
Kadınların; kendi doğasından güç alan yaklaşımıyla, sürdürülebilirlik kavramının herkesçe anlaşılması ve uygulanması açısından kişileri yetiştirme, eğitme ve ikna etmede etkili oldukları ve olacakları kanaatindeyim.
Bize emanet edilen dünyanın gelecek nesillere temiz ve yaşanılabilir bırakılması adına, dünyadaki her bir canlıyı düşünerek kişisel ve kurumsal dönüşüm süreçlerinde tam duyarlılıkla hareket etmek şart. Bildiğiniz gibi bu düşünce şekliyle nesiller yetiştirmede kadınların rolü de oldukça büyük.
Kuşak farkı gözetilmeksizin yeşil üretim esasının her alanda uygulanması, temiz enerji kaynaklarının kullanılması, sıfır atık politikası, karbon ve su ayak izinin minimal değerde kontrol altına alınması gibi konular üzerine gereken duyarlılığı göstermeliyiz. Herkeste bu bilinci uyandırmayı misyon edinmeliyiz.
Teknolojiye ulaşım ve kullanım kolaylığı noktasında kadın ya da erkek şeklinde bir fark olduğunu görmüyorum ve düşünmüyorum. Kadın mühendisler olarak bizler de teknolojiye kolaylıkla ulaşıyor, teknolojiyi etkin ve yetkin olarak kullanabiliyoruz. Teknoloji kullanımı hayatımızı her anlamda kolaylaştırdığı için gelişim süreci de müthiş bir hız kazanıyor. Bilgiye erişimin her an daha da kolaylaştığı, gelişen teknolojiyle üretim süreçlerinin hız kazandığı, yapay zekâ uygulamaları ve dijital dünya ile dönüşüm süreci, bizlerin de gelişme sürecini ivmelendiriyor.
Mühendislik alanında iş yapış şekilleri, yetenek gibi konularda kadın/erkek şeklinde bir ayrım yok. Mühendislik alanına dahil olan her iş, cinsiyet ayırt etmeksizin bir mühendis tarafından yapılabilir olmasına rağmen ne yazık ki cinsiyete göre; unvan, ücret, statü, sosyal imkanlar, eğitimler gibi sıralanabilecek birçok ayrım yapan kurum ve kuruluşlar hala var. Hayatın bazı alanlarında kadınlara pozitif ayrımcılık tanınmasından ziyade kadınlar için her alanda eşitlik ve adaletin olduğu, Cumhuriyetin 2’nci yüzyılında kadının 2’nci sınıf vatandaş olarak görülmesini istemiyoruz.
Geleceğe olan borcumuzu ödemek için öncelikle kadın çalışan ya da erkek çalışan gibi bir sınıflandırmanın ortadan kalkacağı, “çalışan insan” kavramının yer aldığı, eşitliği esas alan bir altyapının oluşturulması gerekiyor. Temelde işimiz bu olmalı diye düşünüyorum. Bunun için de erkek egemen toplumdaki önyargıların yıkılıp kadının gücünün de anlaşılması için biz kadın mühendisler tarafından da bu misyonun layıkıyla yerine getirilmesi gerekiyor.
Kadının evlilik, doğum, aile olmanın getirdiği sorumluluklar vs. nedeniyle iş hayatında tercih edilmediği durumlar söz konusu. Kadını iş yaşamından koparmadan, hayatın her alanına kadın eli değdiğinde her şeyin çok daha güzel olacağını görmüş olacağız. Çok geç olmadan bu gerçeğin yaşanmasını diliyorum.
Bizler de kadın mühendislerin üniversitelerdeki sayısının artmasını sağlamalıyız. Kadının güçlü olduğu, her türlü eşitliğin sağlandığı bir dünya tasarısıyla gelecek nesle mentorlük etmemiz gerekiyor. Bu nedenle bilgi ve tecrübelerimizle aileleri bu noktada bilinçlendirmeli, genç kadınlarımızı cesaretlendirmeli, doğru yönlendirmeli ve onlara bu bilinci kazandırmalıyız. Böylelikle hem mühendisliğin her alanına eşit oranda kadın eli değecek, farklı çözüm önerileri ve yeniliklerle tüm süreçler zenginleşecektir. Kadın mühendislerimizin istihdam seviyesi artırıldığında ülkemizin gelişmişlik seviyesinde yükselme yaşanacaktır.
Kadın mühendisler olarak geleceğe bir borcumuz var. Gelin kadının gücünü her sektörde gösterelim. “Kadından mühendis olmaz.” algısını hep birlikte yıkalım.
Hanımlar! 23 Haziran Uluslararası Kadın Mühendisler Günümüz Kutlu Olsun.